31 Ekim 2012 Çarşamba

Nurullah Ataç

Nurullah Ataç (doğum; Nurullah Ata, 23 Ağustos 1898 - ö. 17 Mayıs 1957). Türk eleştirmen, denemeci, yazar. Cumhuriyet döneminde eleştiri ve deneme alanı dışında hemen hemen eser vermeyen sayılı yazarlardan biridir.Nurullah Ataç, 23 Ağustos 1898'de Hammer'in Osmanlı Tarihi isimli kitabı Türkçe'ye çeviren Mehmet Ata Bey'in oğlu olarak İstanbul'da doğdu. Nurullah ataç'ın babası Mehmet Ata başarılı bir öğretmen idi.İlkokuldan sonra Galatasaray Lisesi'nde 4 yıl okudu. Daha sonra eğitimine İsviçre'de devam etti.Babasının ölümünün ardından 1919'da İstanbul'a döndü.1922 yılına kadar İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ne devam etti fakat tamamlayamadı.

Fransızca öğretmenliği ve mütercimlik yaptı. 1945'den sonra Cumhurbaşkanlığı çevirmeni olarak görev yaptı.
1926 yılında Leman Ataç ile evlendi.Bu evlilikten , daha sonra babasının hayatından kesitleri anlattığı kitabı "Babam Nurullah Ataç"'ın yazarı Meral Ataç Tolluoğlu 1926'da doğar.
TDK yayın kolu başkanı oldu. İlk şiirleri Dergah'ta yayımlandı. Fransız, Latin ve Rus klasiklerinden çeviriler yaptı. Gazete ve dergilerde eleştiri ve deneme türünde yazılar yazdı. Eleştiri yazılarıyla Türk edebiyatında izlenimci eleştirinin ilk örneklerini verdi. Akşam'da tiyatro eleştirmenliği, Hakimiyeti MilliyeUlus, MilliyetTanPostaCumhuriyetSon HavadisDünya gazetelerinde eleştiri yazıları çıktı. Denemeleri Türk DiliVarlıkYedigünÜlküSeçilmiş Hikayeler dergilerindedir.
Ataç yazı hayatına tiyatro eleştirisi ile başlamıştır. İlk yazısı 1921’de Dergâh’ta yayımlanan “Türk Tiyatrosunda İlk Göz Ağrısı” adlı tiyatro eleştirisidir. Ataç, tiyatro eleştirisi ile ilgili yazılarını Dergâh ve Akşam dışında Hâkimiyet-i MilliyeMilliyetSon PostaHaber-Akşam PostasıUlusSon Havadis gazetelerinde ve HayatDarülbedayi (Türk Tiyatrosu), Yeni AdamÜlkü dergilerinde yayımlamıştır. Bu gazete ve dergilerde 1921-1957 yılları arasında tiyatro hakkında yaklaşık 125 yazısı bulunmaktadır ve bu yazıları kitaplarına girmemiştir.Ataç, tiyatro eserleri için yazdığı eleştirilerle Türk tiyatrosu için bir yol gösterici olmuştur. Batılı tiyatroyu yakından tanıyan Ataç, Türk tiyatrosunun ve seyircisinin Batı’nın seçkin oyunlarını oynayacak ve izleyecek seviyeye gelmesi için çok çaba harcamıştır. Ataç tiyatro hakkında yazmış olduğu tenkitlerle sadece tiyatro sanatı ile ilgili teorik görüşlerini ve Türk tiyatrosunun tarihî gelişimini gözler önüne sermekle kalmamış, aynı zamanda bu sanatın ülkemizde gelişimine de katkıda bulunmuştur.

Eserleri

Bütün kitapları Can Yayınları'ndan çıkmıştır. Varlık Yayınları'ndaki ilk baskılar:
  • Karalama Defteri-Sözden Söze (1952)
  • Ararken-Diyelim (1954)
  • Söz Arasında (1957)
  • Okuruma Mektuplar (1958)
  • Günce (1960)
  • Prospero ile Caliban (1961)
  • Söyleşiler (1962)
  • Günce 1-2 (1972)
  • Dergilerde (1980)
  • Söz Sende (1956)

Ahmet Oktay

21 Ocak 1933’te Ankara’da doğdu. Öğrenimini lisede yarım bırakarak çalışmaya başladı. Ankara'da İstatistik Genel Müdürlüğü'nde (bugünkü DİE) görev yaptı. 1961'de Yeni İstanbul gazetesinin Ankara bürosunda "parlamento muhabiri" olarak profesyonel gazeteciliğe başladı. Ankara Ekspres, İktisat ve Piyasa, Vatan gibi gazetelerde muhabir olarak çalıştı. 1975’te İstanbul Radyosu'na geçti. Siyasal iktidar değişince TRT’den istifa ederek önce Akajans, ardından da Dünya gazetesi haber müdürlüğü görevlerini yürüttü. 1978’de yeniden TRT’ye döndü. 1982’de emekliye ayrıldı. Daha sonra Milliyet gazetesine geçti. 1993'te yazıişleri müdürlerinden biri olduğu Milliyet’ten de ayrıldı. Yazmaya ortaokul sıralarında başladı. İlk şiirleri, 1949-1950 arasında "Gerçek" dergisinde yayınlandı. İlk yazısı 1950'de "Güney" dergisinde çıktı. "Dişi Kurt" adlı oyunu 1974'te Ankara Devlet Tiyatrosu'nda sahnelendi. 1950'lerde yazdığı şiirlerde Ahmed Arif'ten etkilendiği gözlenirken, 1960'lardan sonra toplumsal gerçekçi bir yaklaşımla İkinci Yeni'ye yöneldi. Zengin sözcük dağarcığını destansı bir söyleyişle ustaca değerlendirdi. Şiirinin olgunluk döneminde biçim gösterilerine kaçmadan yalın bir teknikle yazdı.


ESERLERİ

ŞİİR:
Gölgeleri Kullanmak (1963)
Her Yüz Bir Öykü Yazar (1964)
Dr. Kaligari’nin Dönüşü (1966)
Sürgün (1979)
Sürdürülen Bir Şarkının Tarihi (1981)
Kara Bir Zamana Alınlık (1983)
Yol Üstündeki Semender (1987)
Ağıtlar ve Övgüler (1991)
Bir Sanrı İçin Gece Müziği (1993)
Toplu Şiirler (1995)
Gözüm Seğirdi Vakitten (1996)
Söz Acıda Sınandı (1996)
Az Kaldı Kışa (1996)
Hayalete Övgü (2001) 

GÜNLÜK: 
Gece Defteri (1998) 

OYUN: 
Kurt Dişi (1971-1973’te Devlet Tiyatroları’nda sahnelendi)

İlhan Berk

HAYATI (18 Kasım 1918 - 28 Ağustos 2008)
Doğumu: 18 Kasım 1918
Ölümü: 28 Ağustos 2008

Balıkesir Necatibey Öğretmen Okulu'ndan mezun oldu. Espiye'de iki yıl ilkokul öğretmenliğinden sonra Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü'ne girdi. Enstitünün Fransızca bölümünden mezun (1944) olan Berk, 1945-1955 yılları arasında Zonguldak, Samsun ve Kırşehir'de ortaokul ve liselerde Fransızca öğretmenliği yaptı. 1956 yılından itibaren on üç yıl boyunca Ankara'da T.C. Ziraat Bankası'nın Yayın Bürosu'nda çevirmenlik yaptı.

Bu süre içinde modern dünya şiirinin iki büyük şairi sayılan Arthur Rimbaud ve Ezra Pound'un şiirlerini çevirerek kitaplaştırdı. Bu tarihten sonra kendini tümüyle yazmaya verdi ve bir anlatı kitabı dışında, yalnız şiir ve şiire ilişkin yazılar yazdı. Kül adlı kitabıyla 1979 yılında Türk Dil Kurumu ve İstanbul kitabı ile de 1980 yılında Behçet Necatigil Şiir Ödüllerini kazandı. 1983'de Deniz Eskisi adlı kitabıyla, Yedi Tepe şiir Armağını'nın 1988'de de Güzel Irmak adlı kitabıyla Sedat Simavi Edebiyat Ödülü'nü (F. Edgü ile) aldı. 28 Ağustos 2008 tarihinde Bodrum'da 90 yaşında vefat etti.


Yazım Hayatı;

İlhan Berk, ilk şiirlerini Manisa Halkevi'nin dergisi Uyanış'ta yayımlamıştır (1935) . Berk, 19 yaşındayken Güneşi Yakanların Selâmı adıyla kitaplaştırdığı bu şiirlerinde 'hece vezni' kullanmakta ve o dönemin şiir anlayışına özgü bir karamsarlık taşımaktadır. 'Sonsuzluk', 'kızıl', 'hulya', 'ateş' en sevdiği sözcükler olarak görünmektedir. Sembolist şiirden esinlenilmiş izlenimi veren imgeler yapmayı sevmektedir: 'Bir karanlık gecenin masmavi seherinde / Kızıl başörtünle gül yüzlü bahçede görün'.

Dil anlayışı da henüz döneminden kopamamıştır ki, bunu da 19 yaşındaki bir şair adayı için doğal karşılamak gerekmektedir: 'Kıpkızıl hulyalı bir renge yükselmeden gün / Bir devrin neşesini taşımakta yüzün'. Berk'in ilk kitabına adını veren şiirinin son kıtası da şöyledir: 'Neler, neler beklenmez nihayetsiz bir yerden / Güneşi içelim mor şafaklar gecesinden / Selâm! Sonsuzlukalra, hasret gönüllerden / Selâm, güneşe, göğü yakanlar bahçesinden! '.

İlhan Berk, daha sonra 1940'lara doğru Yeni Edebiyat anlayışı içinde yer almış, Servet-i Fünun (Uyanış) , Ses, Yığın, Yeryüzü, Kaynak gibi dergilerde yazmıştır. Türk şiirinin en deneyci şairlerinden biri olan İlhan Berk, durmadan yatak değiştirerek, ama bazı sorunsallara hep bağlı kalarak şiirini günümüze kadar eskitmeden getirmeyi başarmıştır.


Ödülleri;

Kül, 1979 TDK Şiir Ödülü.
İstanbul, 1980 Behçet Necatigil Şiir Ödülü.
Deniz Eskisi, 1983 Yedi Tepe Şiir Armağanı
Güzel Irmak, 1988 Sedat Simavi Edebiyat Ödülü.
 
ESERLERİ
Şiir;

Güneşi Yakanların Selamı (1978)
Istanbul (1978
Günaydın Yeryüzü (1952)
Türkiye Şarkısı (1953)
Köroğlu (1955)
Galile Denizi (1958)
Çivi Yazısı (1960)
Otağ (1961)
Mısırkalyoniğne (1962)
Âşıkane (1968)
Taşbaskısı (1975)
Şenlikname (1976)
Atlas (1976)
Kül (1978)
İstanbul Kitabı (1980)
Kitaplar Kitabı (1981) (Seçilmiş Şiirler)
Deniz Eskisi (1982) (Şiirin Gizli Tarihi'ni de içerir.)
Delta ve Çocuk (1984)
Galata (1985)
Güzel Irmak (1988)
Pera (1990)
Dün Dağlarda Dolaştım Evde Yoktum (1993)
Avluya Düşen Gölge (1996)
Şeyler Kitabı Ev (1997)
Çok Yaşasın Sayılar (1999) 

22 Ekim 2012 Pazartesi

Tanzimat Fermanı


TANZİMAT FERMANI (3 KASIM 1839)
Nedenleri:
  • Azınlık haklarını öne sürerek, iç işlerimize karışmak isteyen Avrupayı önleme düşüncesi
  • Köklü ıslahatlar yaparak devleti güçlendirme isteği
  • Mısır isyanına karşı Avrupa'nın desteğini sağlama isteği
Sultan Abdülmecit'in onayını alan Mustafa Reşit Paşa tarafından ilan edilmiştir. Padişah Tanzimat fermanıyla halkına şu sözleri vermiştir.
  • Müslüman ve Hıristiyan tüm Osmanlı halkının can, namus ve mal güvenliğinin sağlanacağı.
  • Vergilerin herkesin gelirine göre düzenli ve eşit alınacağını.
  • Askerlik düzeninin belirli esaslara bağlanacağını.
  • Mahkemelerin halka açık ve adil olacağını.
  • Herkesin mal ve mülküne sahip olacağını ve miras hakkının korunacağını.
  • Rüşvet ve adam kayırmanın kaldırılacağını bildirmiştir.
Özellikleri:
  • II. Mahmut zamanında başlatılan yeniliklerin Mustafa Reşit Paşa tarafından geliştirilmiş halidir.
  • Başlatılan reformları sürdürmek ve yaygınlaştırmak, halkın ihtiyaçlarını karşılayabilmek ve sorunlarını çözmek amacıyla yayınlanmıştır.
  • Avrupalı devletlerin baskısı yoktur. Tamamen padişahın iradesiyle yayınlanmıştır.
  • İlk kez bir Osmanlı padişahı kanunları koruyacağına dair yemin etmekle her gücün üstünde yasa gücünü kabul etmiş, böylelikle padişahın yetkileri sınırlandırılmıştır.
  • Tanzimat fermanı bu yönüyle İngilizlerin Magna Kartasma benzer.
    Avrupa hukuk kurallarına göre işleyen ilk mahkemeler kurularak hukuk sisteminin ilk temelleri atılmıştır.
  • Osmanlı devletinde anayasacılığın ve demokrasinin başlangıcıdır.
  • Askerlik ocaklık şeklinden çıkarılıp vatan görevi haline getirilmiştir.
  • Meşrutiyet dönemini başlatacak aydınların yetişmesine neden olmuştur. (Yurt dışına)
  • Mustafa Reşit Paşa ıslahat karşıtlarının meclise girebileceği endişesiyle tanzimat döneminin danışma meclisi olan "Meclisi Valayi Ahkamı Adliye" kurulmuştur. (II. Mahmut) Üyelerine dokunulmazlık verilmesine karşı çıkmıştır.
Tepkiler:
  • Avrupalı devletlerin iç işlerimize karışmasını engellemek için yayınlanmış, ancak bu müdahaleler daha da artmıştır.
  • Müslüman halk Hristiyanlarla eşit olmaya tepki göstermiştir.
  • Azınlıklar getirilen yenilikleri az bulunca ayaklanmalar artmıştır.
  • Kapitülasyonların varlığı ticari ve sanayi yönünden kalkınmaya fırsat vermediğinden Tanzimat kendinden beklenen sonuçları sağlayamamıştır. (1838 Balta Limanı Anlaşmasıyla devlet Avrupa'nın bir açık pazarı haline gelmiştir.)
  • Dinsel esasların yanı sıra modern hukuk kurallarının uygulanması "hukuk birliğini" bozmuştur.

12 Ekim 2012 Cuma

Edebiyatımızdaki İlkler


*İlk yerli tiyatro eseri:Şinasi / Şair Evlenmesi /1859
*İlk yerli roman :Şemsettin Sami / Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat
*Batılı tekniğine uygun kusursuz ilk roman :Halit Ziya Uşaklıgil/Aşk-ı memnu
*İlk çeviri roman :Yusuf Kamil Paşa/ Fenelon’dan Telemak /1859
*İlk köy romanı :Nabizade Nazım / Karabibik
*İlk psikolojik roman:Mehmet Rauf / Eylül
*İlk realist roman :Recaizade Mahmut Ekrem / Araba Sevdası
*İlk resmi Türkçe gazete :Takvim –i Vakayi
*İlk yarı resmi gazete :Ceride-i Havadis
*İlk tarihi roman :Namık Kemal / Cezmi , Ahmet Mithat /  Yeniçeri
*İlk özel gazete :Tercüman-ı Ahval / Şinasi ile Agah Efendi
*İlk pastoral şir:A.Hamit Tarhan /Sahra
*İlk şiir çevirisini yapan ,ilk makaleyi yazan ve noktalama işaretlerine ilk kez  kullanan ilk Türk gazeteci :Şinasi
*Aruzla ilk manzum tiyatro eseri yazan :A.Hamit /Eşber veya Sardanapal
*Heceyle yazılan ilk manzum tiyatro eseri:A.Hamit/Nesteren
*İlk bibliyografya:Keşfü’z Zünun /Katip Çelebi
*İlk hatıra kitabı :Babürşah /Babürname
*İlk hamse yazarı :Ali Şir Nevai Ms
*İlk tezkire :Ali Şir Nevai /Mecalisün Nefais
*İlk antolojisi:Ziya paşa /Harabat
*İlk atasözleri kitabı :Şinasi /Durub-i Emsal-ı Osmaniye
*İlk mizah dergisi:Diyojen /Teodor Kasap
*İlk hikaye kitabı :A:Mithat /Letaif-i Rivayet
*İlk fıkra yazarı :Ahmet Rasim
Türkçe yazılan ilk kitap :Kutadgu Bilig
*İlk siyasetname :Kutadgu Bilig
*İlk mensur şiir örneklerini veren :Halit Ziya
*Şiirde ilk defa Türk kelimesini kullanan :Mehmet Emin Yurdakul
*Dünya edebiyatındaki ilk modern roman :Cervantes/Don Kişot
*İlk makale :Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi
*İlk edebi bildiriyi yayımlayan topluluk:Fecr-i Ati
*Mesnevi tarzında yazılmış ilk eser : KUTADGU BİLİG
*İlk seyahatname : MİR’ATÜL MEMALİK / SEYDİ ALİ REİS
*İlk Edebiyat tarihçimiz:  Abdulhalim Memduh Efendi
*Batı anlayışındaki ilk edebiyat tarihçimiz: Fuat Köprülü
*Dünya edebiyatındaki ilk hikayeci ve eseri: Boccaio Decamkeron
*Sahnelenen ilk tiyatroNamık Kemal / Vatan yahut Silistre