23 Ağustos 2012 Perşembe

Ahmet Hamdi Tanpınar Şiir İncelemeleri


AHMET HAMDi TANPINAR

23 Haziran 1901 tarihinde İstanbul'da doğdu, 24 Ocak 1962 tarihinde aynı kentte öldü. Babasının görevi nedeniyle ilk ve orta öğrenimini İstanbul, Sinop, Siirt, Kerkük ve Antalya'da tamamladı. İstanbul'da önce Veteriner Fakültesi'ne girdi, sonra Edebiyat Fakültesi'ne geçti. 1923 yılında yüksek öğrenimini tamamlamasının ardından Erzurum, Konya ve Ankara'da liselerde edebiyat öğretmeni olarak çalıştı. 1930'da Ankara Gazi Terbiye Enstitüsü'ne, 1932'de İstanbul Kadıköy Lisesi'ne atandı. 1933 yılında Güzel Sanatlar Akademisi'nde estetik ve sanat tarihi dersleri verdi. 1939'da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde kurulan Yeni Türk Edebiyatı Kürsüsü profesörlüğüne atandı. Yüksek öğrenim yıllarında çıkardığı Dergâh dergisi Türk Edebiyatına önemli katkıları olmuştur.

Ahmet Hamdi Tanpınar Yahya Kemal kadar Ahmet Haşim'den etkilenmiş, aynı coğrafyada doğu-batı uygarlığı ikilemini yaşayan, yitirdiklerine kavuşma isteği ile dolu, içe dönük, doğa ve evrenle bağ kurmaya çalışan, geçmişine sıkıca bağlı, zaman ve özlem duygularını Bergson etkisinde çözümlemeye çabalayan, öznelliği yoğun, titiz, hece ölçüsünde ses uyumunu büyük ustalıkla kullanan, imge zenginliği ve müzik kaygısı içeren şiirler yazmıştır.


 

``Denebilir ki, Hasim'in sairligi, dili zamana uyarak daha sadelesmis, Hasim'e ozgu aciligini yitirerek Tanpinar'in hayatla barisik yaradilisina uymus olarak, Tanpinar'in siirlerinde de devam etmistir. Hasim'in son isiklarla bulutlarin cenk ettigi, ucustugu atesli aksam havalari, yaz geceleri, mercan dallari, golleri, bulbulleri, bahceleri, Istanbul'un gurultusuz bir kosesinde eski bir yali gibi Tanpinar'a miras kalmistir.'' (Necati Cumali, 1961)

``Tanpinar, siirlerinin cogunda insan kaderinin derin meselelerini, kainat ile insan varligi arasindaki munasebeti, ask, olum ve sanat konularini isler. Ruya, hayallerde gizli manalar bulan Tanpinar, siirlerini umumiyetle kapali, fakat uzak yildizlarin isiklari gibi sembollerle ormustur.'' (Mehmet Kaplan, 1965)

Ahmet Necdet, Modern Turk Siiri Yonelimler, Tanikliklar, Ornekler Broy Yayinevi, Ekim 1993.

 

 

 

Şiirin adı : Ne İçindeyim Zamanın

Şiirin konusu : Zaman ve insan

İmajı : Zaman, Rüya

Sembolleri : Değirmen ,Post ,Sarmaşık

İmge : Rüzgar

Söz Sanatları : Teşhis, Tekrar ve Oxymoron sanatları vardır.

Şiirin açıklaması : Şair ilk dörtlükte zamanın ne içinde nede dışında olduğunu, kendisinde zamanın akışında parçalanmaz bi bütün olduğunu söylüyor. İkinci dörtlükte ise rüzgarda uçan bi tüyün bile zamanın akışı içersinde kendinden hafif olmadığını söylüyor zamanın akışında kendisini değirmende öğütülen buğday gibi görüp, değirmeni zaman olarak almıştır. zamanın kendini öğütüp yetiştirdiğini söyleyip son dörtlükte ise zamanın akışında dünyanın zamana yenilişi içinde usulca yüzdüğünü yani yaşadığını söyler.

 

 

Şiirin adı : Sabah

Şiirin konusu : Sabahın güzelliği

İmajı : Rüzgar, Ufuk, Uyku

Sembolleri : Saç, Boyun ,Meme

İmge : Sevgi ve Göz

Söz Sanatları : Çeşitli benzetmeler kullanılmıştır ayrıca Oxymoron sanatıda kullanılmıştır

Şiirin açıklaması : Şair bu şiirinde ilk önce sabahı tasvir ederek onu kişileştirmiş daha sonra ise madem ki geceden daha güzelsin derken gece ile sabahı karşılaştırarak sabahın geceden daha güzel olduğunu vurgulayarak karşılıklı konuşma izlenimi yaratmıştır.

 

 

Şiirin adı : Yavaş Yavaş Aydınlanan

Şiirin konusu : Deniz

İmajı : Zaman, Nefes, Esrar ve Sonsuzluk

Sembolleri : Güvercin, Gece

İmge : Pınar, Ses, Billur Avize ve Kızıl Meyva

Söz Sanatları : Çeşitli benzetmeler kullanılmıştır ayrıca Oxymoron sanatıda kullanılmıştır

Şiirin açıklaması : Şair ilk dörtlükte gün ışıması ile aydınlanan deniz altı aleminin yosunlu bir boşlukta kendini deniz altına o muhteşem bambaşka aleme çektiğini söylüyor. İkinci dörtlükte ise bir yıldız kadar uzakta kendininde anlam veremediği şekillerin, denizin ürkek bulanıklığında uyandığını söylüyor. Üçüncü dörtlükte ise; şairin denizin billur kadar temiz güzelliğini, gökleri yakınlaştırdığını ve bu güzelliği gökten aldığını belirtiyor. Dördüncü mısrada ise doğa güzelliklerinde bahsederek, beşinci mısrada doğanın kendinde uyandırdığı güzellikleri, acıyı, sevinci bir oyun gibi görerek tasvir eder.

 

 

Şiirin adı : Bendedir Korkusu

Şiirin konusu : Zamanın hayatında kaybettirdikleri

İmajı : Zaman, Hayat, Sonsuzluk

Sembolleri : Kartal, Ceylan

İmge : Mavi Kartal, Pençe

Söz Sanatları : Benzetme ve Teşhis sanatları vardır

Şiirin açıklaması : Şair bu şiirinde kendisinin bir kartal gibi olduğunu biten şeylerin korkusunun kendinde olduğunu  hayatın sonsuzluk içinde kaybolduğunu ve pençelerinde hayatı bir ceylana benzeterek  hayattan aldıklarını kendisine kazandırdıklarını söyler. Zamana karşı yenilmediğinden bahseder.

 

 

Şiirin adı : Şiir

Şiirin konusu : Şiirin insan hayatındaki yeri ve kazandırdıkları

İmajı : Ezeli Bahar, Kader, Edebiyat, Karanlık

Sembolleri : Tılsım, Pınar, Yıldız, Buğday, Deniz

İmge : Sarışın, Buğday

Söz Sanatları : Çeşitli söz sanatları ve benzetmeler yapılmıştır

Şiirin açıklaması : Şair bu şiirinde şiirin insanların duygularıyla beslenip büyüdüğünü ve yetişince bir ekin gibi biçilerek oluştuğunu, acıların, sevinçlerin herşeyden ilham alarak kendi içimizde sonsuz bir denize benzeterek şiiri insan hayatının her evresinde, her yerde insanları her bir dizesinde yetiştirdiğini anlatıyor.

 

 

Şiirin adı : Uyanma

Şiirin konusu : Akşam ve karanlık

İmajı : Bahar bahçesi, Yanık türkü

Sembolleri : Servi, Güneş, Ses, Türkü

İmge : Ateşten çember ve Gül

Söz Sanatları : Anafor ve Oxymoron sanatları vardır

Şiirin açıklaması : Şair bu şiirinde ömrünün son deminde ertesi günün uzak olduğunu birdaha göremeyeceğini güneşi, baharı, suyun o büyüleyen sesini, dalda öten bülbülün güzelliğini ateşten bir güle benzeterek hayatı bülbülün ateşten bile korkmayarak gülden uzak kalmayacağını kendininde bu rüyadan uyanarak kalmayacağını bu karamsarlığın bile o güzelliği bozmayacağını bu yüzden uyanmak istemediğini  belirtir.

 

 

Şiirin adı : Deniz Ufkunda

Şiirin konusu : Akşam ve Karanlık

İmajı : Ufuk, Çığlık, Rüya

Sembolleri : Güneş, Ateş, Su

İmge : Deniz ve Akşam

Söz Sanatları : Oxymoron ve Tezatlık sanatları vardır

Şiirin açıklaması : Şair bu şiirinde denizin ufkunda batan güneşin karanlığın habercisi olduğunu ve bu haberin kuşların çığlıkları ile duyulduğunu fakat bu kuşların naralarının umutsuz olduğu akşamın yinede geleceğini anlatıyor.

 

 

Şiirin adı : Sabaha Karşı

Şiirin konusu : Gün doğuşu

İmajı : Aydınlık, Hafıza gibi dağınık, Sıska yüzler

Sembolleri : Duvar, Dal, Gülmek

İmge : Bir kadın başı duvarda

Söz Sanatları : Anafor, Tekrir ve Benzetmeler yapılmıştır

Şiirin açıklaması : Şair sabahın ilk ışıltılarını bir kadına benzetiyor ve bu kadının duvardan yansıyan ışıltı ile kendine baktığını düşünüp, dışarıda kuşların bile kirpiklerini kırptığını, şair uyanınca güneş ışıltısının sanki ellerinde parmaklarında hissettiğini ve kendisine duvardan bakan kadının gün ışığıyla beraber yeni günü gülerek haber verdiğini ve sabahın boş sessiz zamanında bunları belirttiğini söylüyor.

 

 

Şiirin adı : Selam Olsun

Şiirin konusu : Dünyaya duyulan özlem ve hasret

İmajı : Dönmeyen gemiler, Hasretsiz kanat şarkısı

Sembolleri : Dünya, Selam, Gün, Gemi

İmge : Gül, Işık, Gölge, Gök

Söz Sanatları :

Şiirin açıklaması : Şair kendini bu şiirde ölmüş biri olarak düşünüp bir sersenişte bulunuyor ve "Bahçede hala güller açarmı, ışıklar gölgeler hala suda oynarmı, Hepsi güzeldi, kar, tipi, fırtına ve günlerin geçişi, mavi kuşkar hala uçarmı" derken bir özlem belirtiyor ve bıraktığı zamana yaşadığı zamanki güzelliklerin hala eskisi gibi olup olmadığını soruyor. "Işıktan şimdi çok uzağız" derken öldüğünü ve "Adımızı soran varmı, arayan varmı" derken kendisinin hayatı özlediğini, insanlarında kendini özleyip özlemediklerini soruyor.

 

 

Şiirin adı : Yollar Çok Erken

Şiirin konusu : Yalnızlık

İmajı : Sessizlik, Rüzgar, Soğuk

Sembolleri : Ay, Yıldız, Yol, Dal ve Sessizlik

İmge : Ev, Ay rengi ve Yollar

Söz Sanatları : Teşhis sanatı ve Benzetmeler yapılmıştır.

Şiirin açıklaması : Şair bu şiirinde ilk iki mısrada  yolların yani başka alemin kendisi için çok erken olduğunu söyleyip kaybolmaktan korkmadığını ve ay ışığındaki sessizliğin bile bunun ötesinde olduğunu söylüyor. Bu yüzden yıldızlardan ve herşeyden uzak kalacağını ve evinin eninde sonunda bir mezar olduğunu söylüyor.

 

 

Şiirin adı : Siyah Atlar

Şiirin konusu : Ölüm

İmajı : Soğuk, Rüzgar, Ufuk, Sessizlik ve Yorgunluk

Sembolleri : Gün, Gece

İmge : Ömür, Siyah, At, Saç

Söz Sanatları : Kişileştirme ve Benzetmeler kullanılmıştır.

Şiirin açıklaması : Şair bu şiirde ölümün soğuk rüzgarının saçlarında ve gecede olduğunu ve bir gün ölünce bedeninin sessizlik ve yorgunca  mezarında bekliyeceğini ve kendi kendine ömrün çemberinden kurtulduğundan bahsediyor.

 

 

Şiirin adı : Bir Heykel İçin

Şiirin konusu : Ölüm ve Sevgi

İmajı : Ateşler püskürterek dolaşan ejderha ve Gülümsemek

Sembolleri : Tahta, Ejderha, Nergis, Çiçek

İmge : Gülümsemek, Ömrün sabahı, Ümit ve Sevgi

Söz Sanatları : Tedric sanatı, Teşhis ve Anafor sanatları kullanılmıştır.

Şiirin açıklaması : Şair ilk önce bir benzetme yapıyor. Bir heykeli tasvir ederek onun yapısındaki ince ve yumuşak işçiliğinden bahsederek hayatın güzelliklerine bir heykel açısından bakarak sessizce seyrediyor dünyanın güzelliklerini ve şiirin en sonunda heykeline kişileştirerek ölümün sessizliğinden ve sonsuzluğu içinden gülümsüyor daha önce yaşarken gülümsediği gibi ömrünün sabahında ümide ve sevgiye nasıl gülümsediyse ölüykende öyle gülümsediğini anlatıyor.

 

 

Şiirin adı : Bir Gül Tazeliği

Şiirin konusu : Hayat ve Kaderi

İmajı : Mahmur uğultulu yaz sabahları, Mercan kadehleri, Gizli gülücükler, Ayrılmayan kader baş ucumuzda.

Sembolleri : Kader, Su, Gemi, Sahil ve Rüya

İmge : Güvercin, Gül, Hava ve Yaz sabahı

Söz Sanatları : Anafor ve çeşitli benzetmeler kullanılmıştır.

Şiirin açıklaması : Şair hayatın her anını bir gül tazeliği içinde güzel bir üslupla anlatarak hayatın her anından zevk alınması gerektiğini söylüyor. Doğanın her yerinde gizli gülüşler, gizli öpüşler olduğunu ve doğanın her yerinde anılarının olduğunu fakat kadere karşı herşeyin boyun eğdiğini ve bunun böyle gelip böyle geçtiğini değişmeyenin sadece kader ve doğa olduğundan bahsediyor.

 

 

Şiirin adı : Sesin

Şiirin konusu : Hayal ve Ölüm

İmajı : Akan deremdir ben susuz, çırpınan bir ruhum

Sembolleri : Rüya, Ses, Ayna

İmge : Saf billur, sessiz yıldızlı gece

Söz Sanatları : Teşbih-i Beliğ ve Mecazı Mürsel sanatları kullanılmıştır.

Şiirin açıklaması : Şair bu şiirinde ölümü bir ses, çağrı olarak görüp, sesin yani ölümün sesinin kendisi için yıldızlı bir gecede baş ucundaki geniş, sonsuz dalgalanan bir derinlik olarak ölümü tasvir ediyor. Şair kendini akanın kendi içinden bir parça olduğunu kendine ise "susuz çatlamış dudaklarımla koşarım ölümün o saf billuruna" diyor. Sonra bunların bir düş olduğunu uyanınca anladığını ve ruhun bu yüzden çırpındığını anlatıyor. Herşeyin anlamsız olduğunu vurguluyor.

 

 

Şiirin adı : Bir Gül Bu Karanlıklarda

Şiirin konusu : Gül ve Karanlık

İmajı : Zaman aralığı, Sesler, Korkular ve Renkler

Sembolleri : Gül, Karanlık, Kadeh

İmge : Ümitsiz bir yalvarış ve Yetmezmi bu müjde sana

Söz Sanatları : Oyxmoron, Anafor ve Teşhis sanatları kullanılmıştır.

Şiirin açıklaması : Şair burada kendini karanlıklar içinde bir güle benzetiyor. Zamanın içinde kendini bir kadeh olarak görür ve bu olaylar içinde kendisinin hangi hayali beklediğini sorar daha sonra berrak bir sesle gecenin yumuşaklığı içinde gözyaşlarının boş olduğunu, günlerinin akışının boşuna olduğunu ve bununla gelen müjde ile bir yıldız kervanına gideceğini söyler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder