İÇİNDEKİLER:-
*Dadaizm nedir?
*Dadaizm nasıl ortaya çıkmıştır?
*Dadaizmin çıkış nedeni
*Dadaizmin gelişmesi
*Dadaizmin etkileri
*Dadaizm ve Sürrealizm
DADAİZM:-
Kurucusu
Tristan Tzara olan dadaizm, her türlü dil ve estetik kuralını yıkmayı amaçlayan
bir sanat akımıdır. 20. yüzyıl başlarında Zürich, New York, Berlin, Köln, Paris
ve Hannover kentlerinde ortaya çıkmıştır.
İsmi(“dada”),
Fransızca’da tahta at anlamına gelen bu akım, dünyanın, insanların yıkılışından umutsuzluğa
düşmüş, hiçbir şeyin sağlam ve sürekli olduğuna inanmayan bir felsefi yapıdan
etkilenir. 1. Dünya Savaşı'nın ardından gelen boğuntu ve dengesizliğin
akımıdır. Fransız edebiyatında 20. yüzyılın başlarında gelişen bu akım, savaşın
hemen sonrasında geliştiği için güvensizlik ve umutsuzluk ortamının ürünüdür.
Dadaizmle
beraber pek çok yeni şey gelişmiştir: yeni düşünceler, yeni hedefler ve yeni
insanlar gibi. Diğer sanat akımlarının aksine, dadaizm belli karakteristiklere
bağlı değildi. Dadaist sanat, onu okuyan ya da gören kişinin yorumuna veya algılamasına
göre değişiklik gösterebilirdi. Dadaizm sayesinde, insanların duyguları o anda
nasıl hissettiklerine bağlı olarak gelişirdi.
"İnsanın anlamsızlık üzerine
kurduğu mantıksal zincir yerine, mantıksal bağı bulunmayan anlamdışılık
konmalıdır." Dadaizm, sanata karşı doğanın yanındadır. Dadaizm’e göre
doğada anlam yoktur, buna göre de sanatta da anlam olmamalıdır.
Dadaizmin
öncülerinden biri olan Hans Arp "Sosyal Estetik'ten zamanla daha fazla
uzaklaştım" isimli yazısında Dada hareketini çok iyi bir şekilde
özetliyor: "Dada insanın akla uygun aldanışlarını ortadan kaldırmayı ve de
doğal ve mantıksız düzene yeniden kavuşmayı amaçlamıştır. Dada insanın mantıklı
anlamsızlıklarını, mantıksız saçmalıklarla değiştirmeyi istemektedir. İşte bu
yüzden biz Dada'nın büyük davulunu bütün gücümüzle çalıyoruz ve mantıksızlığın
övgülerini tüm nefesimizle üflüyoruz. ...Dada için felsefeler bırakılmış eski
bir diş fırçasından daha az değerlidir, Dada onları büyük dünya liderlerine
bırakır. Dada erdemin resmi sözlüğünün iğrenç entrikalarını kınamaktadır. Dada
saçma olan için vardır, ki bu saçmalık anlamsızlık anlamına gelmez. Dada doğa
gibi saçma ve akla aykırıdır. Dada doğadan yana ve Sanat'ın
karşısındadır..."
DADAİZM
NASIL ORTAYA ÇIKMIŞTIR?:-
Dada ismi, Jean Arp, Richard
Hülsenbeck, Tristan Tzara, Marcel Janco ve Emmy Hennings'in aralarında
bulunduğu bir grup genç sanatçı ve savaş karşıtı 1916 yılında Zürih'te Hugo
Ball'in açtığı cafe'de toplanmasıyla benimsenmiştir.
DADAİZMİN ÇIKIŞ NEDENİ:-
I. Dünya
Savaşı'nın katliamlarına ve budalalığına duyulan nefret ve tiksintiden doğan bu
hareket, şok etkisi yaratan taktiklerle ve alay ederek, teknolojik ilerlemeye
körü körüne bağlanmanın yüzeyselliğini, Avrupa toplumunun yozlaşmasını, savaş,
toplum, gelenek, din ve sanat gibi tüm yerleşik değerleri protesto etmekte ve
alışılmış estetiğe karşı çıkan yapıtlarını anlatmaktaydı. Kamuoyunu şaşkınlığa düşürmek ve sarsmak istiyorlardı.
Yapıtlarında alışılmış estetikçiliğe karşı çıkıyor, burjuva değerlerinin
tiksinçliğini vurguluyorlardı. Dada hareketi yaratıcı sanatı canlandırma amacıyla
yeni deneysel ifade formları bulmak için çaba göstermiştir.
DADAİZMİN GELİŞMESİ:-
Savaşın
bitmesinden sonra 1918'de Dada hareketi Almanya'ya sıçradı ve burada aşırı
sağın yükselen militer ve milliyetçi politikalarına bir çeşit karşı duruş
halini aldı. Tutumlarıyla kamuoyunu sarsmak, şaşırtmak ve onu uyuşukluğundan
çekip çıkarmak isteyen dadaistler, bunun için yerleşik dil ve
estetik kurallarına başkaldırdılar. Sözcüklerin sözlük anlamını bile
yadsıdılar.
Dadacılık, ABD’de Alfred
Stieglitz ve Walter Arensbergs gibi iki zengin sanatseverin çabalarıyla
gelişmiştir. Stieglitz’in New York kentindeki “291” adlı sanat galerisi ve
Arensbergs’in stüdyosu hareketin merkezi haline geldi. ABD’de Zürich’teki
hareketten bağımsız olarak çıkan etkinliklere Man Ray, Morton Schamberg ve
Francis Picabia gibi sanatçılar da katıldı. The Blind Man, Rongwrong ve New
York Dada gibi yayınları ve yapıtları aracılığıyla dönemin geçerli olan
estetik kurallarını yıkmaya çalıştılar. New York, Zürich ve Paris kentlerindeki
dadaist grupların arasındaki bağlantıyı ABD ve Avrupa arasında gidip gelen
Picabia sağlamıştı. Picabia’nın çıkardığı 291 adlı dadacı dergi, 1917-1924
arasında Barselona, New York, Zürich ve Paris’te yayımlandı.
Zürich grubunu
kurucularından olan Hülsenbeck’in 1917’de Berlin’e taşıdığı dadacılık, orada
daha siyasal bir kişilik kazandı. Hülsenbeck’in yanı sıra Raoul Housmann,
hannach Höch, george Grosz, Johannes Baader, Otto Schmalhausen, Wieland Herzfelde
ve kardeşi Helmut Herzfelde gibi Alman sanatçılar da harekete katıldılar.
Bu sanatçıların
kullandığı başlıca anlatım yöntemlerinden biri, yapıştırılmış fotoğraf
parçaları ile basılmış mesajlardan oluşturulan fotomontajdı.
Berlin’de
yayımlanan Club Dada’nın kapağı, 1918
Bu tekniğin en etkili
örneklerini, “Kaiser Adolph” gibi Nazi karşıtı son dönem çalışmalarıyla John
Heartfield(gerşek adıyla Helmut Herzfelde) verdi. New York ve Zürich’teki
gruplar gibi, Berlin’deki sanatçılar da halka açık toplantılar düzenlediler ve
yaptıkları tuhaflıklarla izleyicileri şaşkına çevirip sinirlendirdiler.
Bunların yanı sıra, Club Dada, Der Dada, Dada-Almanach ve Jedermann
sein eigner Fussball gibi yayınlar hazırladılar. İlk Uluslarası Dada Fuarı,
Haziran 1920’de Berlin’de açıldı.
Dadaist etkinlikler,
Almanya’nın diğer kentlerine de kısa zamanda yayıldı. 1919 ve 1920’de Köln’deki
hareketin önde gelen temsilcileri Marx Ernst ve Johannes Baargeld’di.
Hannover’daysa Kurt Schwitters dadacılığı yürütüyordu. Kendi kolajlarında,
diğer dadacıların aksine ve dadacıların karşı-sanat anlayışında görülmeyen
incelikli ve estetik bir etki elde etti.
Dadaizm, Paris’te Tristan
Tzara’nın önderliğinde ağırlıklı olarak edebiyat alanında gelişti. Çıkardıkları
çok sayıda broşür ve dergi içinde en önemlisi Litterature’dü.
DADAİZMİN ETKİLERİ:-
Dadaizm, 20. yüzyıl sanatında önemli
etkiler yarattı. Nihilist yaklaşımları, topluma getirdikleri eleştiriler ve
alışılagelmiş sanat geleneklerine karşı geliştirdikleri saldırgan tavır doğrudan
hiçbir akımı etkilememiş olsa da, garip, usdışı ve hayali nesnelere olan
ilgileri gerçeküstçülük(sürrealizm) akımında kendine yer buldu.
Dadaistler her ne kadar
sanata karşı olduklarını, geleneği reddettiklerini ve sadece yozlaşmış bir
toplumla alay edip aşağıladıklarını ifade etmiş olsalar da ortaya koydukları
çalışmalarla fütürizmin görsel alfabesini zenginleştirmişlerdir. Kural ve
kalıplardan kurtulmak sanatçıyı kendi gerçeğine daha çok yaklaştırmıştır. Şans
eseri olarak bilinçsizce yapılanın etkinliği anlaşılınca, Dadaistler
kendiliğinden olanı planlı davranışlarla birleştirmenin yollarını aramışlar; bu
sentez sayesinde tipografi geleneksel kısıtlamalardan kurtulmuştur. Dada aynı
zamanda, harf biçimlerini Kübizm kavramına uyan-fonetik semboller olarak
değil-görsel biçimler olarak kullanmıştır.
Dada'nın hemen hemen
herşeyi hiçe sayması ve inkar etmesi, yeni ve güçlü iletişim yöntemleri
yaratmış; bunlar şiirde yeni biçimlerin kullanılması, görsel iletişimde ise
kolaj ve fotomontaj gibi teknikler olmuştur. Bu tekniklerde, resimli
dergilerden, eski mektuplardan, basın ilanı ve etiketlerden kesilen fotoğraflar
yeni bir düzenlemeyle yapıştırılmış ve birbiriyle ilgisi olmayan bu resim ve
işaret parçalarından, yeni anlamlar yaratan bağlantıların kurulduğu, genellikle
kışkırtıcı nitelikte düzenlemeler oluşturulmuştur.
Alaycı ve aşağılayıcı
tavrıyla toplumsal değerleri derinden sarsan Dadaizm, 1912-1922 yılları
arasında resim, edebiyat, tiyatro ve müziği içine alan sanat dallarına olduğu
kadar grafik tasarımın da görsel diline devrimci nitelikler getirmiştir.
DADAİZM VE SÜRREALİZM:-
Dadacılık 1922 sonrasında etkinliğini yitirmeye başladı ve
dadacılar gerçeküstçülüğe yöneldi.
2. Dünya Savaşı sırasında
toplumsal belirsizlik icinde kok salan Dadaizm, en sonunda sanatı da reddederek
yok olmuş ve içinden sürrealizm doğmuştur. Dadaizm, her
ne kadar gerçek bir temele dayanan bir sanat ve edebiyat akımı olmuş olsa da,
bıraktığı etkiler, peşinden SÜREEALİZMin, yani GERÇEKÜSTÇÜLÜĞün doğmasına ortam
hazırlamıştır.
Dadaizmin garip, sıradışı ve hayali
nesnelere olan ilgisi, sürrealizmin oluşmasında büyük bir role sahiptir.
Dadaistlerin rastlantısallığa yer veren teknikleri, ileride sürrealizmde
kendine yer edinmiştir.
Sanatsal yaratıcılığın bilinç
altı süreçlerden kaynaklandığını savunan sürrealistler, kendiliğinden yaratma
eylemi biçiminde bilinç altının dışa aktarım aracı olarak ortaya koyduğu
otomatik yaratım eylemiyle birleştirerek sürrealizmin temelini atmıştır. Freud
tarafindan gelistirilen psikanaliz yönteminin etkisinde kalmışlardır.
KAYNAKÇA:-
*Temel Britannica Ansiklopedisi
*Ana Britannica Ansiklopedisi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder